Kansere yakalanmak mutlaka ağrı çekileceği anlamına gelmez. Kanser ağrısız bir şekilde sürebilir. Ağrının şiddetlenmesi de her zaman hastalığın ilerlediğini ve kötüye gittiğini göstermez.
Kanser ağrısının dindirilmesi için pek çok değişik ilaçlar ve ilaç dışı yöntemler mevcuttur. Kanser hastaları ağrıyı kanser hastalığının doğal bir parçası olarak kabullenmemelidirler. Ağrının dindirilmesi halinde uyku düzeninde iyileşme, iştahta düzelme, işe, sosyal hayata ve hobilere devam edebilme mümkün olacaktır.
Ağrının şiddetini sadece hastanın kendisi bilebilir. Kanser ağrısı çeken hasta, ağrısının kendisini ne derece rahatsız ettiğini açık bir şekilde doktoruna söylemelidir. Bu, hem ağrının kesilmesi için gerekli tedavilerin etkili bir şekilde yapılmasını sağlayacak hem de hekime hastalığın gidişatıyla ilgili değerli bilgi sağlayacaktır. Ağrılı hastalar ağrının kesilmesini talep etme hakkına sahiptirler ve bu konuda ısrarcı olmalıdırlar.
Aşağıda kanser ağrısı ile ilgili bazı gerçekler sıralanmıştır:
Kanser ağrısını dindirmek için çok çeşitli ilaçlar ve yöntemler mevcuttur. Hasta ağrısı ile ilgili olarak hekimiyle konuşmalı ve hekiminin kendisine ağrının nedeni ve nasıl dineceği ile ilgili bilgileri anlatmasını istemelidir. Ancak elbette bir hekim tıbbi sorunların tümünü bilemez. Eğer hastanın ağrısı geçmiyor ve kanser tedavisini yürüten hekimi ağrıyı dindirmek için başka seçenek kalmadığını söylüyorsa, hasta bir ağrı uzmanına başvurmalıdır.
Ağrının şiddetini ve şeklini bilmek doktor için önemlidir. Ağrıyla ilgili bilgi sahibi olan doktor tedaviyi daha etkili yönlendirecektir. Kanser hastaları doktorun dikkatini ağrıya çekmenin kanser tedavisini aksatacağını düşünmemelidirler.
Ağrı tedavisine ağrının şiddetlenmesini beklemeden başlamak gereklidir. Hastalar ağrılarının dindirilmesini talep etmek için ağrının dayanılmaz noktalara gelmesini beklememelidirler. Bu durumda ağrı daha da artacak, kontrolü zorlaşacak ve dindirmek için daha yüksek ilaç dozları gerekli hale gelecektir.
Herkes ağrıyı aynı şekilde hissetmez. Ağrı çeken hasta, bunu ifade etmeyi bir zayıflık ya da cesaretsizlik göstergesi olarak düşünmemelidir. Tam tersi ağrı başladığı andan itibaren dindirilmesini talep etmelidir. Ağrının dindirilmesini talep etmek insan hakkıdır.
Bağımlılık, ağrı kesici alan hastaların başlıca korkusudur. Bu korku hastanın yeterli ilaç almasını önleyebilir. Hastanın çevresindeki kişiler de bağımlılık korkusu yüzünden hastaya ağrıya dayanması ve ilaç almaması konusunda telkinde bulunabilirler. Bağımlılık, önüne geçilemeyecek bir şekilde ilaç alma arzusu ve kullanımı şeklinde tanımlanmaktadır. Ağrılı hastalarda morfin ve morfin türevi ilaçlarla bile bu tanıma uyan bir bağımlılık halinin görülmesi çok çok nadirdir. İhtiyaç ortadan kalktığında doz azaltılarak ilaç kesilir.
Bazı ağrı kesici ilaçlar ilk alındıklarında sersemliğe neden olabilirler. Bu durum birkaç gün içinde ortadan kalkar. Bazen de ağrı kesici kullanımı sonrası bir süre devam eden aşırı uyuma hali, hastanın ağrılı geçen günler boyunca bitkin düşmüş olmasına ve uykuya hasret kalmasına bağlıdır. Hasta, uyku halinin uzun süre devam etmesi halinde doktorla konuşmalıdır, bu durumda ilaç değişimleri veya doz değişiklikleri ile durum kontrol altına alınabilir.
Bazı ağrı kesici ilaçlar kabızlığa, bulantı ve kusmaya veya uyuşukluğa neden olabilir. Bu durumda hasta hekimine bilgi vermelidir. Kabızlık için çeşitli dışkı yumuşatıcı ilaçlar kullanılabilir, ancak en iyi yöntem beslenme alışkanlıklarının düzenlenerek bu durumun önüne geçilmesidir. Lifli gıdaların tüketilmesi kabızlığı ortadan kaldırabilir. Bulantı ve kusma için ise çeşitli bulantı giderici ilaçlar verilebilir. Bu yan etkilerin devam etmesi durumunda da ilaç veya doz değişiklikleri etkili olabilir.
Ağrısı kesilmeyen hastalar:
Ağrının etkili bir şekilde kesilmesi halinde ise